Halkidiki’de Deniz Keyfi!
Halkidiki üç ayaktan oluşan bir tatil beldesi… Halkidiki’de üç tane ayak var hangisine gideceğiz derseniz, bunu şu şekilde cevaplayabilirim. Gencim, dinamiğim, eğlenmeyi severim derseniz birinci ayak tam size göre… Yok, ben sevgilimle, eşimle ya da ailemle gideceğim denize girip kafa dinleyeceğim bu açıdan ilk ayak bana bir numara büyük gelir diyorsanız da, ikinci ayak size göre… Üçüncü ayak ise en sessiz, sakin olan ve manastırın bulunduğu bölge… Gelelim Halkidiki’de deniz keyfine… 😉
Halkidiki’ye Ulaşım
Saat sabahın 04.30’unda arabayla yola çıkıyoruz ve üç saat sonra Yunan sınırında oluyoruz. Yunan sınırında yaklaşık 25 dakika bekliyoruz. Bu beklememizdeki neden de sanırım, saat 07.30-08.30 arasında görev nöbet değişimi oluyor. Yoksa o saatlerde bir kalabalık yoktu.
Kavala’da bir mola veriyoruz. Öğlen 12.30 gibi Halkidiki’nin girişine geliyoruz. Yol, Selanik Halkidiki yol ayrımına kadar ayrılmış duble yol şeklinde seyrediyor. Sonrasında ise gidişli gelişli normal yol şekline dönüyor.
Halkidiki
Burası, Selanik’in güneydoğusunda bulunan bir yarımadadır.
Yunanistan’ın Maldivleri olarak da bilinen bu üç bacağın ismi şöyle…
- Kassandra (Kasandra)
- Sithonia (Sithonya)
- Athos
Halkidiki’de bulunan en büyük kentler sırasıyla Nea Moudania, Nea Kallikrateia ve Poligiros’dur.
Yarımadanın üç parmağının kıyılarında Yerakini, Neos Marmaras, Ouranoupolis ve Nikiti gibi tatil beldeleri bulunmaktadır.
Halkidiki’de üç tane bacak var hangisine gideceğiz derseniz, bunu şu şekilde cevaplayabilirim. Gencim, dinamiğim, eğlenmeyi severim derseniz birinci ayak tam size göre…
Yok, ben sevgilimle, eşimle ya da ailemle gideceğim denize girip kafa dinleyeceğim bu açıdan ilk ayak bana bir numara büyük gelir diyorsanız da, 2. ayak size göre… 3. ayak ise en sessiz, sakin olan ve manastırın bulunduğu bölge…
Ben ilk olarak Halkidiki’ye Ağustos 2014 yılında gelmeye niyetlenmiştim. Ancak yer bulamadığım için gidememiştim. Sebebi ise şu… 15 Ağustos’ta Ortodokslar tarafından büyük bir dini bayram kutlanıyor. Dini bayram sebebiyle tatil olunca, özellikle yakında oturan Selanikliler buraya akın ediyor. O yaz burada yer bulamayınca, ben de rotayı Midilli’ye çevirmiştim.
Bu yıl daha erken davranıp, bu tarihin öncesinde ve sonrasında planlar yaptım. 2015 yazında, üç yıldır olduğu gibi deniz sezonunu Yunanistan’da hatta Halkidiki’de açtım.
Haziran’da, Halkidiki’de deniz sezonunu açmak için buradaydım.
Ağustos’ta 2. kez Halkidiki ve deniz için Yunanistan’da idim.
Halkidiki Kısa Tarihsel Bilgi
Büyük filozof ve Büyük İskender’in öğretmeni olan Aristo, M.Ö. 384 yılında, Stagira’da doğdu.
Halkidiki adını, 7. ve 8. yüzyıllarda almıştır. Kassandra Bölgesi, Makedonya kralının adıyla anılmaktadır. 9. yüzyılda ilk manastır toplulukları Athos’ta kurulmuştur.
-
Ayak Kasandra
Burası yarım adanın eğlence misyonunu üstlenen kısımdır. Burada, birçok otel ve tatil köyü bulunmaktadır.
Kallithea, Halkidiki’nin en kalabalık beldesidir. İlk ‘ayak’ olan Kassandra’da yer almaktadır. Kallithea (iyi manzara) adı da köyde bulunduğu güzel konumunun yanı sıra, berrak denizi ve çam ormanlarıyla çevrili güzel manzarasından almaktadır.
Anayolun aşağısından, tepenin Kallithea sahili yönündeki sonuna doğru sabaha dek süren partilerin düzenlendiği Kallithea’nın beach barlar bulunur.
Kallithea’nın 1,5 km dışındaki Pefkohori yolunda, Halkidiki’nin en ünlü eğlence mekânları bulunmaktadır. Sabaha kadar dans etmesini ve eğlenmeyi seviyorsanız, en ideal bölge sizin için burasıdır.
Kassandra’daki tüm köylerden, yörenin meşhur kekik balını alabilirsiniz. Balıkçı köyleri olan Vourvourou ve Nea Skioni’nin ise restoranları oldukça popüler.
Son olarak: Siz de benim gibi Yunan müziğini seviyorsanız 15-23 Ağustos tarihleri arasında yapılan Panagia (Meryem Ana) Müzik Festivali’ni kaçırmayın derim.
-
Ayak Sithonia
İlk gün
22 Ağustos 2015’de Sithonia bölgesinde kalacağımız Porto Koufo’ya varıyoruz. Hava çok sıcak, yorgun ve açız. Uzun bir yolculuktan sonra eşyalarımızı bırakıp, yemek yemeye gidiyoruz. Porto Koufo Liman’da yan yana duran tavernalardan Taverna Tzitzikas (Cicikas)’a giriyoruz. Bir okyanus balığı olan Orfoz yiyoruz. Balık, kızartma tabağı, karides içeceklerle beraber üç kişi 70 Euro ödüyoruz.
Yemekten sonra sahili ve denizi keşfe çıkıyoruz. Porto Koufo’nun denizi sığ, sıcak ve temiz. Ancak gördüğüm kadarıyla Porto Koufo Otel’in dışında şemsiye ve şezlong yok. Kumların üzerinde takılabilirsiniz. 🙂 Kimse gelip para da istemiyor, hal böyle olunca… Denizden sonra duş faslını hallettikten sonra hazırlanıp akşam yemeğimizi yemeye gidiyoruz.
Akşam yemeği için Μπουκαδούρα (Bukadura)’ya gidiyoruz. Burada kendi üretimleri olan şişe şarapları var. Mekan da ismini bu şişelerden alıyor. Yemek olarak iki porsiyon sardalya, caciki, Greek salata, midyeli pilav, peynirli domates kızartması ve bir şişe Boukadoura siparişi veriyoruz ve bunların hepsi 62 Euro tutuyor. Yemekten sonra artık yol yorgunluğunu atmak için uyumaya gidiyoruz.
- Gün
Kaldığımız otel apart olduğu için alışverişimizi yapıyor ve kahvaltıyı otelde odanın balkonunda yapıyoruz.
Sonra Yunan arkadaşımın önerisiyle denizinin çok güzel olduğunu duyduğum Klimataria’ya doğru yola çıkıyoruz. Arabada GPRS olduğu için çok zorlanmadan plajı buluyoruz. Ancak plaj yolu biraz küçük ve bazı zamanlar da biraz bozuk. Klimataria Beach’ten denize giriyoruz. Denizin maviliği ve kumların pırıltısı çok göz alıcı…
Buranın denizini çok beğendim. Halkidiki’ye gelmeden önce duymuş olduğum Yunanistan’ın Maldivler’i sözünü hak eden cinsteydi…
Plajda, şemsiyeler için kimse bizden ücret istemedi. Sadece içecek siparişi aldılar. Denizde bir süre vakit geçirdikten sonra deniz, kum ve güneşe biraz ara verip, yine Klimataria Taverna olarak geçen yere öğle yemeğimiz için gidiyoruz.
Bu seferki yemeğimiz kalamar, patates kızartması, peynirli patlıcan, caciki, Yunan salatası ve balıktan oluşuyor. Siparişlerle birlikte gelen zeytinyağlı ve kekikli ekmeklere bayılıyorum. 🙂
Deniz keyfinden sonra otelimize dönüp, duş alıp yemek için hazırlanıyoruz. Bu kez yemeğimizi Vourvouru bölgesinde yemeye karar veriyoruz. Porto Koufo’dan Vourvouru, 60 km civarında. Biraz yürüdükten sonra ben Cafe Paris’in tabelasını görüyorum. Orada şansımızı deneyelim diyorum. O gün mezeye ve balığa doymuş olan ben, kırmızı et yemeye karar veriyorum. Mekanın iç kısmında deniz manzarası harika! Konuşmalarımızdan Türk olduğumuzu anlayan servis elemanı Cimbom diyor. 🙂 Masada tek Cimbom taraftarı benim. Fenerli olan enişteme gülüyorum. Sonradan ekliyor. Adnan Polat da yatıyla buraya geliyor diye… Yatını limana demirleyip, yemeğini orada yiyormuş. Dana biftek (9 €) balık kokteyl, el yapımı içecek, somon füme, midye dolma, dolma, kalamar ve cacikiye 52 € veriyoruz. Yemekten sonra ikram olarak harika bir dondurma tabağı geliyor. Yemek sonrasında yine otele dönüyoruz ve yeni güne uyanmak için uyuyoruz.
-
Gün
Sabah otelde kahvaltı yapıp, plaja doğru yola çıkıyoruz. Hedefimiz Tristika Plajı. ISA Camping’de denize giriyoruz. Şezlong için para ödemiyoruz sadece içeceklere ücret ediyoruz.
Deniz kumluk, diğer plajlara göre deniz, daha erken derinleşiyor. Deniz temiz ve sakin. Öğleye kadar denize girdikten sonra Selanik’e doğru yola çıkıyorum. Oradan da akşam İstanbul’a dönüş vaktim geliyor. Tatil benim için bitiyor ama ablam, eniştem ve yeğenim için tatil devam ediyor.
Ktel Halkidiki otobüsleri duraklardan kalkıyor. Ben Porto Koufo durağından otobüse biniyorum. Porto Koufo’dan Selanik’e bu otobüslerle yolculuk yaklaşık 2 saat 15 dakika sürüyor.
Ücret ise: 16, 50 €
Diğer Plajlar
Lagomandra Otel
Şemsiye ve 2 şezlong 5 Euro
Litus Beach
Litus Beach, ancient Torino’ya giderken, ilerleyince varılıyor. Deniz temiz ve dalgasız. Mini taşlar var ayak acıtmayan. Küçük sakin bir koy. Bazen rüzgârlı olabiliyor.
Torone
Bizans duvarına belli yerden sonra çıkılmıyor. Akşamüzeri gidilmesi, güneşten korunmak için iyi olur.
Kalamitsi
Güzel ve geniş koyu var. Plajı kumluk. Popüler olduğu için plaj biraz kalabalık. Hafif dalga var fakat deniz temiz.
Torini
Plaj güzel ve temiz. Su seviyesi bir yerden sonra derinleşse de, havuz gibi bir ortam yaratmış. Plajda iri kum taneleri var. Otellerin plajları, halka da açık… İki şezlong ve şemsiye 5.50 Euro.
3. Ayak Athos
Halk arasında Aynaroz olarak da bilinir. Dağların arasındaki manastırda, Yunanlar tarafından Yeronda denilen din görevlileri yaşıyor. Athos Bölgesi’nin sadece uç kısmı ziyarete açık, diğer alana ise sadece erkekler giriş yapabiliyor. Kadınlar ise Ierissos, Ouranoupoli kasabalarından kalkan tekneler ile bu alanı denizden görebilir.
Ouranoupoli, dağla denizin birleştiği harika bir manzaraya sahip. Ouranoupoli zaten rüya şehir demek. Burası manevi bir bölge olması sebebiyle size huzurlu bir dinginlik vaat ediyor. Yunanistan’ın denizi benim için hem ruha hem bedenime iyi geliyor. Yunanlılar güneşlenmek ya da bronzlaşmak yerine “ηλιοθεραπεία” (i̱liotherapeía) yani güneş terapisi derler.
Halkidiki’den Bunları Yapmadan Dönmeyin…
-Adadaki köylerde üretilen doğal kekik balını tadın.
-Yöresel tatlardan moussaka, soutzoukakia ve kakavia çorbasını deneyin.
-Athos Körfezi turu yapın.
-Galaktoboureka adı verilen tatlıdan yiyin.
-Dönerken yanınıza bal almayı unutmayın.
Figen Karaaslan- Ekim 2015
5 Yorum
Güneş AKDOĞAN
Klimataria plajı tam benlikmiş. Vize alabilirsem gelecek yaz gidip biraz keyif yapayım. Şu yazıyı okuduktan sonra gitmemek olmaz.
Figen Karaaslan
Gerçekten güzel bir denizdi, tavsiye ederim.
Gezilecekyerler
Vayy. Hakketen güzel bir yazı olmuş
basak
Merhaba,Haziran ayında deniz sıcaklığı çocukların girebileceği gibi oluyor mu ?
Figen Karaaslan
Merhaba,
Evet, deniz suyu sıcaklığı girebilecek seviyede oluyor.
Ben de normalde çabuk üşüyen birisiyim.
Ancak bir sıkıntı olmadı geçen yaz.
İyi günler.