İstanbul,  Şehir Efsaneleri

İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor? 1

İstanbul semtlerinin isimlerinin nereden geldiğini, 3 yazı dizisi şeklinde sizinle paylaşacağım. İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor 1’i şimdi bu yazıda paylaşıyorum. İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor 2 ve yine İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor 3‘e de buradan ulaşabilirsiniz.

Tarih boyunca birçok uygarlık görmüş geçirmiş ve birçok tarihsel olayın baş kahramanı olmuş İstanbul, geçmişten günümüze gelene kadar; Latinlerin dilinde Bizantium, Rumların dilinde Konstantinopolis, Selçukluların dilinde Konstantiniyye olmuştur.

İstanbul’u, İstanbul yapan birçok semt de, değişik dönemlerde farklı isimlerle adlandırılmıştır. İstanbul semtlerine tarihi bir yolculuğa çıkarak, semtlerin eski adlarına göz atmaya ne dersiniz?

Acıbadem: Geçmiş zamanlarda İstanbulluların yazlık olarak kullandıkları bu semtteki bahçeli evlerin ve konakların bahçelerindeki badem ağaçlarından dolayı bu isimin verildiği sanılmaktadır.

Adalar: Büyükada: Kadıköy-Pendik sahilleri karşısındaki Prens Adaları’nın en büyük olanıdır. Antik çağdaki adı Prinkipo’dur.

Büyükada

Burgazadası: Eski zamanlardaki adı Antigoni’dir. Bizans döneminde Prygas (Hisar) adıyla anılmaktaydı.

Ahırkapı: Marmara Denizi’nin kıyısında yer alan ve yedi ahır kapısından birisi olan bu semte, Padişah atlarının bulunduğu has ahırın yanında yer aldığı için Ahırkapı ismi verilmiştir.

Akaretler: Sultan Abdülaziz, Taşlık Aziziye Camisi’nin masraflarını karşılamak için bir vakıf kurdurmuştur. Bu vakıf, gelir sağlamak amacıyla kiraya verilebilecek binalar yaptırmıştır. Projenin tamamlanması II.Abdülhamit’e nasip olmuştur. Kira, irat getiren anlamındaki Akaret ismi bu binalara yakıştırılarak, semte de Akaretler adı verilmiştir.

Aksaray: Fatih’in sadrazamı İshak Paşa, İç Anadolu Bölgesi’ndeki Aksaray’ı ele geçirdikten sonra orada yaşayan bölge insanlarını bugünkü Aksaray semtinin bulunduğu yere gönderir. Aksaraylılar da semte, eski yaşadıkları yerin adını verir.

Altunizade: Önceleri yazlık yerleşim yeri olan semte XIX. yy da burada yaşamış olan askeri şura üyesi İsmail Zühtü paşa bir cami ve hamam yaptırmıştır. Cami çevresinde yoğunlaşan yerleşim, zamanla Altunizade olarak anılmaya başlanmıştır.

Anadoluhisarı: Boğazın Anadolu kıyısında, Göksu deresinin boğaza döküldüğü yerdedir. Bizans dönemindeki adı Potamion’dur. (Tatlı su) Buraya, Yıldırım Beyazıt tarafından 1395 tarihinde bir Hisar (kale) yaptırılmıştır. Semte ismini veren bu kale çevresindeki yerleşim, özellikle Fatih Sultan Mehmet döneminde genişlemiştir.

Arnavutköy: İlk çağlardaki adı Anaplus’tur. Bizans döneminde Constantinus (Büyük) tarafından yaptırılan Michael Kilisesi’nden dolayı Vicus Michaelicus veya Scaleae (İskele) adıyla biliniyordu. Buraya yerleştirilen Arnavut göçmenlerden dolayı halk bu semti Arnavut köyü olarak anıyordu ve ismi zamanla Arnavutköy olarak günümüze gelmiştir.

Aşiyan: Günümüzdeki ismini şair Tevfik Fikret’in burada bulunan, Farsça’da kuş yuvası anlamına gelen ‘Aşiyan’ isimli evinden alıyor.

Ataköy: İstanbul un en genç semtlerinden biridir. Osmanlı döneminde Baruthane denilen yöredir. 1955 yılında Emlak Bankası tarafından tasarlanan 12 000 konutluk yerleşim merkezi için 1958 de inşaatı başlamıştır. Yapılan anketle ismi Ataköy olarak kabul edilmiştir.

Ayazağa: Yeniçeri Kethüdası Ayas Ağa’nın, yöredeki çiftliği ve çevresindeki oluşan yerleşime Ayasağa denilmiş ve zamanla ismi Ayazağa’ya dönüşmüştür.

Ayvansaray: Haliç kıyısında, Balat-Eyüp arasında yer almaktadır. İstanbul’un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra bu bölgedeki surlara bir kapı yaptırılmıştır. Bu kapı yakınlarındaki Blakhernai (Büyükler Sarayı) denilen görkemli Bizans yapısından dolayı semte, Ayvan sarayı denilmeye başlanmış ve ismi zamanla Ayvansaray olarak değişmiştir.

İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor?

Azapkapı: Haliç kıyısında, Kasımpaşa-Şişhane-Karaköy semtleri arasındadır. Tarihi yarımadanın dışında kalan sur kapılarından biridir. Bölge, Ceneviz egemenliğindeyken bu kapıya Porta Di Sn Antonio adı verilmiştir. Osmanlı döneminde Haliç tersanesinin yanında kurulan Azepler kışlası, semte adını vermiştir. (Azep; Osmanlı döneminde tersanede görevlendirilen deniz kuvvetleri mensuplarına verilen isimdi.)

Bahariye: Kentte yerleşimin yaygın olmadığı dönemlerde, İstanbulluların yazlık olarak kullandıkları bir semtti. Bir söylentiye göre, bahar aylarında semtteki hareketliliğin artması sebebiyle semte, baharlık anlamında Bahariye adı verildiğidir.

Bağlarbaşı: Semt, en ünlü bağ ve bahçelerin bir dönem burada yer almasından dolayı bu adla anılmaktadır.

Bakırköy: Bizanslıların ‘Makri Hori’ dedikleri semt, 14. yüzyılda Osmanlıların eline geçince ‘Makriköy’ adını aldı. 1925’te ulusal sınırlar içindeki yabancı kökenli adların değiştirilmesi sırasında Atatürk’ün isteğiyle semt Bakırköy adını aldı.

Balat: Bizans döneminde imparatorluk saraylarından biri olan Blahernai Sarayı’na buradaki sur kapısından gidilirdi. Bu kapı Aios İoannes kapısı veya Palation (Saray) kapısı olarak anılıyordu. Daha çok kullanılan Palation, semte isim olarak verilmiş ve isim zamanla Balat’a dönüşmüştür.

Bebek: Semtin isminin nereden geldiği konusunda iki rivayet bulunmaktadır. Bunlardan ilki, Fatih Sultan Mehmet’in bölgeyi koruması için gönderdiği bölükbaşının Bebek lakaplı olmasıdır. Diğeriyse; padişahın semtteki bahçesinde gezerken, bir yılan görüp korkan şehzadesine bebek demesi ve bundan sonra da bahçenin bebek bahçesi olarak anılmasıdır.

Beşiktaş: İlk görüş, semtin ismini Barbaros Hayrettin Paşa’nın gemilerini bağlamak için diktirdiği beş taştan aldığı yönündedir. Diğeriyse, bir papazın burada yaptığı kiliseye, Kudüs’ten getirdiği beşik taşını koyması ve semtin isminin de buradan geldiği yönündedir.

Beyazıt: Sultan II. Beyazıt’ın buraya kendi ismiyle anılacak bir külliye yaptırmasından sonra semt, Beyazıt olarak anılmaya başlamıştır.

Beyoğlu: Semtin isminin nereden geldiği konusunda çeşitli rivayetler bulunur. Bunlardan ilkine göre semt, İslamiyet’i kabul edip burada oturmaya başlayan Pontus Prensinden adını alır. Diğerine göre, ‘Bey Oğlu’ diye anılan Venedik Prensinin burada oturmasından geliyor semtin adı. Son bir rivayet de; burada oturan Venedik elçisine yazışmalarda, “Beyoğlu” diye hitap edilmesinden dolayı semtin bu adla anıldığı yönündedir.

Bostancı: Semt, adını eskiden her türlü meyve ve sebzenin yetiştirildiği bostanlardan biri olmasından alıyor.

Figen Karaaslan Seyyahça © Nisan 2012

Kendim için modern bir Seyyah Kadın gezgin diyebilirim. Yaşamın, bir yol ve yolculuk olduğuna inanıyorum. Seyahat etmeyi, insanı içsel yolculuklara taşıdığını düşündüğüm için seviyorum. Bu sebeple de, fırsat buldukça, bir seyyah gibi geziyorum ve yolculuk yapıyorum. Yaşamın, paylaştıkça zenginleştiğine ve anlamlandığına inandığım için de; gördüklerimi ve yaşadıklarımı Seyyahça’da yazarak, paylaşıyorum. Yaşam yolunda yolculuk ederken; 2014 yılında, Yaşamı Kullanma Kılavuzu isimli bir kitap yazdım ve yayınlattım. Mersin Üniversitesi Seyahat İşletmeciliği ve Yakın Doğu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık mezunuyum. 10 yıldan fazla reklam-metin yazarlığı, editörlük ve içerik editörlüğü yaptığım profesyonel meslek hayatıma; editörlük, kurumsal iletişim ve dijital pazarlama ile devam ediyorum.

2 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.