Drama Gezisi: Drama Köprüsü
Drama Köprüsü Türküsünün Sözleri Nasıldır?
“Drama Köprüsü be Hasan, dardır geçilmez be Hasan.
Soğuktur suları da Hasan, bir tas içilmez.
Anadan geçilir Hasan, yardan geçilmez be Hasan.
At martini de be Hasan dağlar inlesin
Drama mahpusunda be Hasan dostlar dinlesin…”
Dizeleri aklımda, koyuldum Yunanistan Drama yollarına…
Drama’da bu köprüden eser de yok, Yunanistan’da köprüden kimsenin haberi de yok. Köprü, ya çok önceden yıkılmış ya yerel halk tarafından yeri bilinmiyor ya da sadece bir efsane… Bilemiyorum ama Drama’da bu köprünün izine hiç rastlamadım.
Okuduğum bir habere göre: Drama Köprüsü’ne dair ilk ipucunu 2009 yılında Drama’yı ziyaret eden Bursalı bir mübadil Türk bulmuş. Elinde fotoğrafla gelen bu kişi: “işte Drama Köprüsü bu!” demiş. Drama’yı iyi bilenler ellerinde bu fotoğrafla Drama’yı araştırmış. Fotoğraftaki görüntüye benzeyen bir su kemerinin başında durmuşlar. Nikiforos (Nusratlı) ve Karyafiton (Kozluköy) arasında yer alan bir su kemerinin arkasındaki görüntü ile fotoğraftaki resmin birebir örtüştüğünü fark etmişler. Su Kemerinin devamında bir patika olduğunu görünce, doğru yolda olduklarına emin olmuşlar.
Eldeki verilere göre Drama Köprüsü aslında tam olarak bir köprü değil 50 santimetre genişliğinde küçük bir su kemeri… Yapının kim tarafından yapıldığı ya da yaptırıldığı şu anda muamma ancak 200-300 yıl önce yaptırıldığı tahmin ediliyor. Osmanlıların bu su kemerine Drama Köprüsü adı verildiği tahmin ediliyor. Drama Köprüsü’nün bugüne kadar tespit edilememesinin en büyük sebebi ise kaynaklarda bir fotoğrafının olmaması.
Yunanistan Drama Christmas Market (Noel Pazarı)
Yunanistan’a Noel zamanı gittiğim için şehirde geniş bir alana yayılmış, panayır alanına benzer Yunanların “Christmas Market” dedikleri bir yer kurulmuştu, oraya gittim. Christmas Market’de eğlence yerleri, standlar vardı. Bu standlarda hediyelik eşyalar, mumlar, takılar, hot dog (sosisli ekmek), sıcak şarap, tatlılar, şekerlemeler ve denemediğim birçok yiyecek vardı. Özellikle çocuklu aileler, çocukları eğlendiği için daha bir keyifli gözüküyordu. Türkçe’de kalabalık ve hareketli yerleri anlatmak için bazı deyimler vardır: “panayır yeri” ya da bayram yeri” gibi. Bu deyimler, buraya çok uygun. Zira akşam saatlerinde Yunanlılar, akın akın buraya geliyordu.
Şenlik alanında benim en büyük keyfim, fotoğraf çektirmek için yerleştirilmiş olan kardan adam- kardan kadın, Pontus kıyafetleri giymiş kadın ve erkek karton heykellerin, boş olan kafa kısmına kendi kafamı yerleştirerek fotoğraf çektirmek oldu. Daha çok çocuklara ve çocuk ruhlara hitap eden bu yer, benim içimdeki çocuğa da ulaşmış oldu böylece:)
Bu şenlik alanındaki levhalarda sık sık “Ονειρούπολη Δράμας” kelimesi geçiyordu. Yunanca’dan Türkçe’ye çevirdiğimde anlamı: Drama’nın rüya şehri oluyor.
Drama’nın diğer bir eğlencesi de, şehirde kısa bir tur yaptıran şirin beyaz trendi. Trene binmek isteyenlerin oluşturduğu uzun kuyruğa bir de soğuk hava eklenince, sıra beklemek istemedim ve tren gezisi sevdasından vazgeçtim.
Drama, Kavala’ya yakın olmasından dolayı birçok insan, keyifli vakit geçirmek için buraya geliyor. Drama’da birçok kafe-bar ve eğlence yeri var. Mekânların çoğunda Yunanca müzikler çalıyor. Yunanca müziği çok seven ben, bu sayede Grek müziğe doydum diyebilirim.
Burada μπουζούκια (bouzikia) denilen canlı Yunanca müziklerin olduğu yerler de mevcut. Bu açıdan Drama’nın gece hayatı, Kavala’dan daha hareketli ve eğlence mekanları da oradan daha çoktur.
Şimdi biraz da günümüzden geçmişe doğru Drama’da bir yolculuğa çıkalım. Drama’nın tarihine kısaca bir göz atalım.
Drama’nın Tarihi Nasıldır?
Bugünkü kasabadan 2 km uzaklıkta olan Prosocani ovasında, antik dönemlere ait yarım ay şeklinde bir ‘imparatorluk takı’ bulunmuştur. Falakro ve vadinin diğer dağları arasındaki Plataya ovasında ‘Kales’ adı da verilen Platanya’nın küçük kalesi bulunmaktadır.
Bizans döneminden günümüze, önemli sayılabilecek tek bir değerli anıt kalmıştır. Bu da; Bizans döneminden kalma Ayios Panteleimonas yapısıdır. Prosocani’nin 2 km batısında bulunmaktadır. Yapıdan, günümüze ulaşabilen kısımlar sadece eserin doğu ve kuzey duvarlarıdır. Yapının diğer duvarları (kaybolan bölümleri) 2. dünya savaşı öncesi dönemde yenilenmiştir. Bu tarihi eserin yapılış tarihi, çeşitli bulguların da yardımıyla 13. yüzyılın 2. yarısı olduğu kesinleşmiştir.
Osmanlı’nın Drama’daki hâkimiyeti, 1383-1912 yılları arasında sürmüştür. Drama, Rumeli Beylerbeyliği yönetimi altına girmiş ve ekonomisini çoğunlukla tarımdan karşılamıştır. 16. yy ortalarında doğudan gelen Müslümanların buraya yerleşmesi ve mevcut Hristiyanların daha dağlık bölgelere taşınmasıyla nüfus yapısında önemli değişiklikler yaşanmıştır.
Şehre yerleşen Müslümanlar, zamanın Bizans kalelerine ve kırsal bölgelere yerleşip, sulak alanların çokluğu sebebiyle pirinç yetiştirmeye başlamışlardır. Bu pirinç tarlaları sadece Drama’yı değil imparatorluğun diğer bölümlerini de beslemiştir. Bu ekonomik gelişim 17. yy ’da birçok Makedonya bölgesi şehirlerinde de olduğu gibi, bölgedeki Müslüman nüfusu arttırmıştır.
17. yy ‘da yönetimi ele geçiren sultan tarafından, halk ağır vergiler altında ezilmeye başlamıştır. 18. yy içerisinde pirinç yetiştirilmesi, iplik yapımına başlanması ve pamuk boyamacılığı ile ticaret nefes almaya başlar. Bölge, kara yollarıyla: İmparatorluk merkezine, Balkanlar’a ve Orta Avrupa’ya bağlanır. Bu yollar üzerinden kervanlarla ticareti yapılan ürünler, Selanik gibi merkez şehirlere ulaştırılırdı.
19. yy ortalarında Drama ‘kaza’sı her ne kadar İskeçe’nin de içinde bulunduğu ‘sancak’ın yönetim ve ordu merkezi olsa da ekonomide gerilemeler başlar. Bu sebeple nüfusta da azalmalar olur. Toprak sahiplerinin ekonomik hayata yönelik sıkı kontrolleri ve yönetimin baskısı, bölgenin limanı olan Kavala’nın deniz ticaretinin gelişmesine yol açar.
Drama, geçmişte Türklerin yoğun olarak yaşadığı bir şehirmiş. Şehir nüfusunun yüzde 80’inin, 1923 yılındaki mübadele zamanında Drama’yı terk etmiş ve buraya daha sonra Anadolu’dan gelen Rum mübadiller yerleştirilmiş.
Figen Karaaslan Seyyahça © Ağustos 2013
2 Yorum
Yaprak
Drama’yı araştırırken senin yazına rastladım Figen. Ben hiç bu köprü olayını bilmiyordum, sayende öğrenmiş oldum.
Drama’ya sadece Noel Baba Köyü’nü görmek için gittim, çok da beğendim. Onun dışında küçücük bir şehir gördüğüm kadarıyla.
Bol gezmeli, mutlu yıllar dilerim.
Figen Karaaslan
Teşekkür ederim Yaprakcım, sana da bol gezmeli ve mutlu yıllar dilerim.
Sevgiler…