İstanbullular İçin Yakın Deniz Keyfi Kilyos
Temmuz ayının serin bir gününde, Sarıyer’e doğru yola koyuldum. Hedef; Sarıyer’den Kilyos’a varmak. İstanbul’un yakın deniz keyfi Kilyos, istanbullulara güzel bir deniz keyfi seçeneği sunuyor.
Üsküdar üzerinden motorla Kabataş’a gittim ve Kabataş durağından Sarıyer otobüslerine bindim.
Arkadaşımla Sarıyer’de buluştuk ve Sarıyer’den Kilyos’a giden minibüslere bindik. 2012 yılı Sarıyer-Kilyos arası minibüs ücreti 2.00 TL.
Kilyos’a doğru ilerlerken bir süre sonra, İstanbul’da alışkın olduğumuz binalar ve yapılar seyrelmeye başlıyor ve yerini bahçelere bırakıyor. Bu da insan da, İstanbul dışına doğru bir yolculukta olduğu izlenimini uyandırıyor.
Minibüsle olan yolculuğumuzun sonunda Kilyos-Kumköy mevkiine varıyoruz. Burası minibüslerin son durağı oluyor. Kilyos’a ulaşım için otobüsü tercih edenler, Sarıyer deniz otobüslerinin önündeki duraktan geçen Kilyos otobüslerine de binebilir.
Sahile indiğimde, upuzun bir kumsal karşılıyor beni. Denizi, hafta içi ve nispeten biraz serin olmasına rağmen yine de kalabalık buldum.
Kilyos’da üç çeşit plaj seçeneğiniz var:
1- Halk plajı (Halk plajları gördüğüm kadarıyla hafta içi 15 TL, hafta sonuysa 25 TL idi.)
2- Solar Beach
3- Balık restoranı önünden denize girmek
Daha önceki yıllarda, arkadaşlarla Solar Beach’e gittiğim için bu sefer farklı bir şey denemek istedim ve 3. Seçeneği seçtim. Kilyos Balık Restoran’da yemek yiyerek, önündeki plajdan denize girdim. Restorandaki fiyatlar uygundu ve yemekler de iyiydi. Balık sevmeyenler için köfte seçeneği de burada mevcut.
Yemekten sonra uzun sahili yürümeye koyuldum ve makinemle güzel fotoğraflar yakalamaya çalıştım. Kilyos’ta günbatımı gerçekten güzel manzaraları da beraberinde getiriyor.
Kilyos’da günbatımını beklemeye ve izlemeye değer. Güneş, deniz üzerinden an be an, nazlı nazlı batıyor ve gerçekten seyrine doyum olmuyor.
Şansıma o gün dolunay da vardı ve ben bir yanda güneşin batışını izlerken diğer yanda aynı anda dolunayı izleme fırsatını yakaladım.
Günbatımını, MP3 çalarımdaki güzel İspanyolca ve Yunanca müzikler eşliğinde seyrettim. Kuma adımı yazdım.
O anlar benim için göze, kulağa hitap eden keyifli anlar oldu. Güneş battığında biraz üşüsem de, uzun sahilden yürüyerek geri döndüm ve yukarıdaki çay bahçesinde günün yorgunluğunu atmak ve burada geçirdiğim günü daha iyi sindirmek için içtiğim Türk kahvesiyle ısındım. Çay bahçesindeki servis yapan kişinin güzel bir fincan ve lokum eşliğinde getirdiği güzel acı kahve, keyfime keyif kattı adeta.
Saat akşam 10.00’u geçmesine rağmen ben Kilyos’tan ayrılmamıştım. Kahve ve kahveyle birlikte yapılan sohbetin ardından, İstanbul’a dönmek için tekrar yola koyulduk. İşte o zamanlarda anladım ki; akşam 10.30’dan sonra minibüs kalmıyor. Heyecan içinde, kaçırmadığımızı ve geleceğini umduğumuz, son otobüsü beklemeye başladık. Beklenen otobüs dakikalar sonra geldi ve biz 11.00 civarında otobüse bindik.
Size tavsiyem, eğer aracınızla gelmediyseniz ve toplu taşıma araçlarıyla dönecekseniz, riske girmemek için akşam 10.00’dan sonraya kalmamanız…
Denizle dolu, upuzun bir gün geçirdiğim Kilyos’tan, buraya tekrar gelmeyi planlayarak, gezimi tamamladım.
Figen Karaaslan Seyyahça © Temmuz 2012
Bir yorum
kilyostaki plajlar
Ben de bir Kilyoslu olarak buradaki plajların diğer sahillerden pek bir farkı olmadığını size
açıkça söyleyebilirim. http://www.gitmeliyiz.com/istanbulun-bodrumu-kilyos/